Yazıma başlamadan evvel müsaadenizle böyle bir evlat dünyaya
getiren “Mine Yılmaz” anneyi sevgi,saygı ve rahmetle anıyorum. Diğer yandan da “Celal
Yılmaz” babayı da sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Tüm anne ve babaların elleri
hatta ayakları öpülesidir…
Gelelim bir güzel adamımız Ceyhun Yılmaz’a…
Bizim neslin bu güzel adam ile tanışması hepimiz çok iyi
bildiği ve hala tekrar bölümleriyle bile bizi ekrana kilitleyen “Hayat Bilgisi”
diziyle oldu. Saygıdeğer Gani Müjde’nin senaryosunu yazdığı ve Tarkan Karlıdağ’ın
yönetmenliğini yaptığı bu dizideki her karakter başlı başına bir efsaneydi o
zamanlarda ve öyle güzel repliklere sahiptiler ki yıllarca dillere pelesenk
oldu. Sevgili Perran Kutman’ın (Afet Hoca) tiplemesiyle “Hoca camide” sözü
yediden yetmişe hepimizin diline dolandı. Var mısın Arif, kopil ali, ortega,
barbi, kikirik, beton, pikaçu, amil bey, mennan, ruhi, rüya ve daha bir sürü
karakter gönlümüze taht kurdu. Bu güzel adam Ruhi karakteri ile hayatımıza -bizim
nesilden söz ediyorum- girdi. Onun aşırı halleri, muzip tavırları ve tabii ki de
bir efsane haline gelen “bu üçü bir çelişki midir? Bu üç sorunun cevabını
istiyorum” repliğine hep beraber güldük, şimdilerde böyle samimi diziler
kalmadı, olanlar da ya bitti ya da bir takım sebeplerden ötürü yayın hayatına
devam edemedi. Neyse sağlık olsun efendim…
Sonralarında ise bu güzel adam radyo yayıncılığı, sunum,
sinema derken iyice hayatımızın odak noktalarından biri haline geldi. Bilenler
bilir, bilmeyenler için bilgi olsun bu güzel adamın şiir kitapları da var,
seslendirmeleri de ayrı bir efsanedir. Öyle güzel, öyle içten okuyor ki ses
tonunu öyle güzel öyle iyi kullanıyor ki okuduğu şiir sanki ayaklanıp, insana
bürünüyor zaten her şiir biraz insandır efendim. Gelin beraber “Hüzünsün”
isimli şiirini okuyalım;
Sen hüzünsün tenimde
Hüzün bahçemizin en bilindik çiçeğiydi
Hüzün ektik, acı kokladık yıllarca
Sonbaharda doğmuş anne babanın
Yağmur çocuklarıyız biz
Ondandır her ayrılığa
Hüngür hüngür ağlamamız...
Hüzün bahçemizin en bilindik çiçeğiydi
Hüzün ektik, acı kokladık yıllarca
Sonbaharda doğmuş anne babanın
Yağmur çocuklarıyız biz
Ondandır her ayrılığa
Hüngür hüngür ağlamamız...
Ceyhun Yılmaz
“İzmir Akşamı” isimli şiiri de en sevdiğim şiiridir. Ne de
olsa İzmirliyiz;
Sanki ben batırdım güneşi
Öyle bir akşam ki
Vedalaşır gibiyim sanki bir şeylerle
Onunla yürüdüğümüz yerde
Yürüyorum tek başıma
Alsancak’ta
O zaman da elimi tutmamıştı ama
Sanki şu an daha boş elim
Daha yalnız, biraz daha yaşlı
Biraz daha anlayışlı
Ceyhun Yılmaz
Dediğim gibi biz çok ufaktık hayatımıza girdiğinde zaten
teknoloji de bu kadar ilerlemiş değildi. Şimdilerde teknolojinin gelişimiyle
-tabii bu arada biz de bilinçlendik- ünlülerin hayatı kimi zaman onların izin
verdiği, kimi zaman da izin vermediği kadar gözlerimizin önünde, sahi ünlü diye
de insanları bu kadar sıkmayın efendim onların da özel hayatları var. Bu kadar
incik cıncık etmenize lüzum yok diye düşünüyorum yanlışsam düzeltin…
Son üç ya da dört yıldır hele ki son zamanlarda Ceyhun Abiyi
biraz daha tanıyor ve çok daha fazla seviyorum. Takip edenler bilir “Enayi”
adını verdiği martı dostuyla aralarında geçen muhabbetleri ve karşılıklı sohbet
tadındaki kısa yazıları çok güzel, çok özel ayrıca da düşündürücü oluyor. Kimi
zaman güldürüyor, kimi zaman da alıp götürüyor bizleri bilinmez diyarlara
doğru. Sahi bu olaydan sonra bir çoğumuz “Enayi” isimli bir martı dostum olsun
diye düşündü ve belki de bazılarımız buna sahip olmayı başardı. Bu arada
sanmayın ki hep aynı martı “Enayi” hepsinin adı ve biz hepsini aynı kabul
ediyoruz zaten işin samimiyeti de güzelliği de burada başlıyor. İşte o paylaşımlardan bir tanesi;
-Neden böyle be Enayi?
İnsan neden yapar bu kandırmaları...
-Nereden sevdiğini gösterme ceycey!
Oradan acıtıyorlar❗
Bende bir şair - yazar adayı olarak birkaç dize yazmak
istiyorum;
Bir Güzel Adam: Ceyhun Yılmaz
İnsan sevgisi, hayvan sevgisi olan insanları sevin
Zaten insan sevmeli, düşmanlık safi zarardan ibaret
Şiir okuyun efendim hatta yazın, yazmayı deneyin
Kitap da okuyun kendinizi sınırlandırmayın
Elinize ne geçtiyse okuyun, okumaya çalışın
Martılara simit -buralarda gevrek derler- atın
Unutmayın hepsinin ismi “Enayi”
Zaten insan sevmeli, düşmanlık safi zarardan ibaret
Şiir okuyun efendim hatta yazın, yazmayı deneyin
Kitap da okuyun kendinizi sınırlandırmayın
Elinize ne geçtiyse okuyun, okumaya çalışın
Martılara simit -buralarda gevrek derler- atın
Unutmayın hepsinin ismi “Enayi”
Film izleyin efedim, şarkı söyleyin sesiniz güzelse
Siz en iyisi kötüyse de söyleyin, şarkı iyidir
Dinlemeyi de ihmal etmeyin
Sınıflandırmayın kimseyi, o, bu, şu diye
Herkesi sevin, sevmeye çalışın
Sevemiyorsanız da nefret etmeyin efendim
Siz en iyisi kötüyse de söyleyin, şarkı iyidir
Dinlemeyi de ihmal etmeyin
Sınıflandırmayın kimseyi, o, bu, şu diye
Herkesi sevin, sevmeye çalışın
Sevemiyorsanız da nefret etmeyin efendim
Böyle güzel insanlarla birlikte olun
Olamıyorsanız da takip edin bir zahmet
Güzel insanların sayısı az efendim
Böyle güzel insanları kaybetmeyin
Olamıyorsanız da takip edin bir zahmet
Güzel insanların sayısı az efendim
Böyle güzel insanları kaybetmeyin
Tayfun Yavuz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder